Bekleyiniz...
Psikoloji

Hayatı yaşama arzusu ve Depresyon

  • 3 dk
  • 30 Eylül 2023 Cumartesi tarihinde yayınlandı.
Hayatı yaşama arzusu ve Depresyon

Hayatı yaşama arzusu ve Depresyon


İnsaoğlu doğar, yaşar ve ölür. Bu yaşam döngüsü içinde kalmış bireyler olarak kontrol edebileceğimiz tek şey "yaşamak" adı altındaki kısımdır. Doğum ve ölüm bizim kontrolümüzde olan bir durum değildir. Yaşamak ise insanın elinde olan bir durumdur. Nasıl yaşarsan öyle ölürsün hadisi bize yaşamın bizim kontrülümüzde olduğunun ilahi bir göstergesidir. Peki insanoğlu bu yaşam serüvenini nasıl kontrol etmektedir?
İnsanlar varoluş gereği sevinç, hüzün, mutluluk, öfke, hayal kırıklığı vb.birçok duyguyu bünyesinden barındırmaktadır. Hİssettiğimiz kadar yaşam arzumuz olacaktır. Dünya düzenine uyum sağlamak için kendinden vazgeçen insanlar genelde hissizleşerek yaşam arzularını kaybetmektedir. En çok bu durumdan şikayet eden bireyler, yaşam hedeflerini daha çok hırs ve kazanmak üzerine oluşturmaktadır. Bu durum bireylerde olumlu duyguları geri plana iterek daha olumsuz duygular yaşamasına sebeb olmaktadır. Kısa süreli yaşam serüvenin iş stresi, sosyal ilişkilerde ki kaygılar, ekonomik sorunlar gibi bir çok durum bireyleri psikolojik baskı altına almaktadır. Elde etme duygusu üzerine inşaa edilmiş duygusal yapılanma kısa süre içinde bu tarz baskılara yenik düşerek iflas edebilmektedir. Yaşam serüveni ilerledikçe bireyler amaçlarına ulaştıkça tükenmişlik sendromu içerinse girebilmektedirler. Aynı duygulara hizmet etmek kişi monotonlaştırdığı gibi duygularında genişliğini azaltmaktadır. Bu tarz bireyler farklı bir çok olaylara bile aynı tepki verebilmektedir. Aynileşmek kişileri sabitleştirmektedir. Bu döngünün dışına çıkamayan insanlar belli süre sonra depresif özellik göstererek psikolojik sıkıntılara yelken açmaktadır. Yorgunluk hissi, uykusuzluk, yetersizlik gibi bir çok belirtiler yeşererek kişiyi olumsuz duyguların esiri altına aldığı görüşmektedir. Depresif belirtilerin çoğu şuan hayatın akışı içindeki olağan durumlar olduğu için kişiler fark etmekte zorlanabilirler. Etrafındaki herkes aynı durum içersinde girmiş bir bireyin kendini fark etmesi çok zor olup, farkında olmadan da bu döngüselliğin içine girerek kendi yaşam sevincini kaybetmektedir. Hayat amaçlarına ulassalar dahi bireylerde mutsuzluk duygusu daha ön plana çıkmaktadır. Olumsuz duyguları vücudunda besleyip büyüttükten sonra onlara kafa tutmak zor duruma gelmektedir.
Depresyon kişinin mutsuzluk hissi içinde olduğu günlük hayatını ciddi derece etkileyen ve aldığı hazzı düşüren psikolojik bir rahatsızlıktır. Tedavisürecü iki aşamalıdır; alanında uzman kişilerin aktif psikoterapi süreci ile yada psikiyatri servisinde ilaç desteği alarak çözüme kavuşturabilir.

Muhittin Dar

Merhaba, yazılarımda olabildiğince basit bir dille düşüncelerimi ifade ediyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim.